Blue is the new Black!

Öncelikle kendi favorimle başlamak istiyorum. Genel olarak zaten bu moda bloglarında ve street style bloglarında fotoğrafları yayınlanan erkeklere bayılıyorum. Nerde yaşıyor bunlar, neyle besleniyorlar vallahı merak ediyorum. Neyse uzatmadan fotolara geçiyorum.

ve detaylaaar,detaylaaar 

benim blogum varmis ya la!

Eveeet, kaç ay oldu yazmayalı bilmiyorum.  Ama işte paskalya tatili,okul,spor,yaz geliyor lan zayıflamam lazım dönemi falan derken oldu baya bi.  Ama en az 2,3 hafta sonra daha düzenli bi şekilde yazacağıma inanıyorum. Gönül isterdi ki o kadar aradan sonra şöyle uzun uzun Cannes film festivali hakkında yazayım ama o kadar uzun yazacak ne vaktim ne sabrım var şu sıra. O yüzden özür diliyore. Onun yerine daha çok sevdiğim ve arşivimde yeterince malzeme barındırdığım erkek modasıyla ilgili bi şeyler yazıcııım. Neyse,hadi görüşürüz bi sonraki postda. 

Yaz mi geliyor? Yoksa bana mi oyle geliyor?

Havalar yavaş yavaş ısınırken, tek bir dileğim var güneş altında yatıp kavrulmak.

Böyle uzanayım kumlara,güneşinin sıcaklığı gersin derimi. Hiç kımıldamama rağmen terleyeyim.  Sonra dayanamayıp denize gireyim istiyorum. Evet, evet istiyorum bunu.

 Sonra malum deniz yorar,oturur bi şeyler yeriz.

Ondan sonra yeniden hoplariz,ziplariz. Poz neyin veririz. Nasilsa yaz,nasilsa tatil. 

Her neyse işte, kısaca yaz gelsin!

Nerde o eski Oscarlar...

                

Bu gece çoğu insanın heyecanla beklediği Oscar ödülleri sahiplerini bulacak.  Şu an adaylar falan fosur fosur uyuyordur muhtemelen, uyanır uyanmaz da hazırlanmaya başlarlar. Onların da işi zor tabi…

Neyse artık önümüzdeki 1 hafta boyunca bütün bloglarda kim ne giymiş temalı yazılarla karşılaşacağız.  Ama ondan önce biraz geçmişe gidip kim ne giymiş onlara bakalım dedim. oscar.go.com da Tim Gunn ve Nina Garcia’nın favori Oscar kıyafetlerini şeçip minik bi albüm yapmışlar,ilgilenenlere duyurulur. 

Elizabeth Taylor 1953

1954 yılında Oscar ödül töreninde Givenchy tasarımı elbisesi ve  bütün zarifliği ile Audrey Hepburn.

Grace Kelly 1955 elbisenin tasarımcısı Edith Head.

Neyse biraz daha yakın zamana gelelim deyip,direk 90lara atlıyorum.
Ve o yılların sembolü haline gelen Madonna ve Michael Jackson.


Her ne kadar Nicole Kidman'ı sevmesem de bu kıyafetı cidden çok hoş.
Yıl 1997,elbisesi ise John Galliano imzalı.


Sharon Stone 1998de Vera Wang ve Gap kombini ile boy göstermiş.


Gwyneth Paltrow 1999da pembe Ralp Lauren elbisesi ile prenses gibi olmuş.


Ve sonunda milenyumun ilk yılları ve Julia Robertsın korkunç elbisesi. Aslında o kuyruk olmasa gideri var elbisenin.
Yıl 2001,elbise ise vintage bir Valentino.


Yıl 2002 ve Kate Winslet güzelliğine güzellik katan kırmızı Ben de Lisi elbisesi ile.


Halle Berry 2003de Elie Saab tasarımlı bi elbise tercih etmiş. çok da iyi,çok da güzel yapmış.



Bu sene My week with Marilyn filmi ile aday gösterilen Michelle Willams 2006 yılında sarı Vera Wang elbisesi ile gayet şıkmış. Bakalım bu sene ne giyecek.



Ve benim favorim 2007 yılında Penelope Cruz'ın giydiği elbise. Atelier Versace imzalı olan elbise herşeyiyle mükemmel.


2009  yılında Anne Hathaway Armani Prive elbisesi içinde çok şık ve zarif görünüyor.


2010 yılında ise Vera Famiga Marchesa elbisesi ile herkese nasıl hediye paketi olunur göstermiş. Tebrik ediyorum!


Neyse ki düzgün giyinebilenler de vardi. Bunlardan biri de Demi Moore. Elbisesi Atelier Versace yim diye bağırıyor zaten.



2011de Hailee Steinfeld Marchesa imzalı bi elbise giymiş ve çok güzel olmuş. Yaşına,boyuna,posuna herşeyine uymuş.


2011de en beğendiğim elbise Mandy Moore'ın elbisesi oldu.Monique L'Hullier elbisesi tek kelimeyle harika.



Açıkcası hem ibret alınıcak hem de örnek alınıcak daha bi sürü kıyafet vardı ama bu da bi can. Sabırsız biri olduğum için uzuuun uzuuun yazmak pek bana göre değil, buna rağmen kendimi tebrik ediyorum. Seneye falan artık olmadı yine bi geçmiş Oscar törenlerine değinir ve diğerlerine bakarız. ama şimdilik bu kadar. 

Aslan yattığı yerden belli olurmuş

Aslan yattığı yerden belli olurmuş diye girdim konuya ama size yatağımı falan göstermeyeceğim. O kadar kolay değil. Ama madem dedim blog açtım,madem onun bunun elbisesine,saçına vesairesine  bok atıyorum dedim bari bu işi nerden yaptığımı az çok göstereyim. O yüzden sizi masa üstümle tanıştırmaya karar verdim. Evet yaptım bunu.

Öncelikle Size hangi ekrandan baktığımı göstermek istiyorum.  Tek tuşu eksik,bir uçak motorundan daha çok ses çıkaran bu yadigar olmasa ben bi hiçim.  

Bu da çok sevgili ajandam. 

 On bin tane kullanılmayan kalemlerim ve acil sıcak basmalarında kullandığım çubuk tokalarım. Vee süper sevimli,elbise şeklindeki not defterim. Ne yalan söyleyeyim kullanmaya kıyamıyorum.

  Olmazsa olmaz masa üstü kupası. Açıkçası çok kahve içen biri değilimdir. Su en iyisidir,su candır.

Veee bu da masa üstünde olmasa da bi uzanma mesafesindeki aynam. 

Sag Awards

Screen Actors Guild Awards hakkında herkesin yazdığını görünce, "ben de yazmazsam olmaz tabi!" diye düşündüm. Belki biraz geç oldu ama artık olduğu kadar.

Öncelikle tabi mükemmel çiftle başlıyoruz. Angelina Jolie ve Brad Pitt. Sanırım nazar değmiş kendilerine. Nedendir bilemiyorum ikisi de çok çirkin göründü benim gözüme.  Angelina Jolie Jenny Packham elbise ve Louis Vuitton çantasıyla gayet itici görünüyor bence.

Lea Michele Versace’nin elbise,Casad ei ‘n ayakkabısını  ve Fendi’nin çantasını tercih etmiş. Çok da iyi çok da güzel yapmış ama bi şeyler eksik kalmış. Sanırım saç modelinden kaynaklı,çok sıradan, çok günlük geldi bana. O saç olmamış yani. Ama elbisesine hasta oldum o ayrı.

Tilda swinton için dicek bi şey bulamıyorum. Zaten o ceset gibi beyaz tenine bi de o renk bi elbise giymesi. O bileğine büyük olmuş bileklik ve o tam olarak göremediğim çirkin ayakkabısı… Neyse daha fazla konuşmak  istemiyorum.

Buna da paranla rezil olmak mı dersiniz, basireti bağlanmış mı dersiniz bilemiyorum ama bi bağcılar düğün havası seziyorum.  Bu hanım kızımız Shailene Woodley ve elbisesi L'Wren Scottmuş. L'Wren Scott kimdir, nedir derseniz eğer  şöyle buyurun: http://lwrenscott.com/ .

Glenn Close’ın Zac Posen elbisesinin üst tarafını çok beğendim,alt tarafını da bi o kadar beğenmedim. 

Özellikle  o kolda ki detayları çok sevdim. Yine de bence iyiler arasında. 

Ve Karşınızda aci çeken liseli Japon. Bu kadın ne kadar iyi giyinirse giyinsin o ifade değişmediği sürece benim için şık olmayacak, olamayacak. 

Neyse, elbisesi Giambattista Valliymiş Bence güzel  elbise. Modeli fena değil ama rengi çok iyi. Çantanın,ayakkabının,bilekliğin de gideri var ama küpeleri beğenmedim. Emanet gibi duruyorlar.

Viola Davisi’ın elbisesi Marchesadan. Bence gayet sade ve şık olmuş. Dekoltesi,işlemesi ve rengi bence tam olmuş. Viola ablamıza da yakışmış. Ayrıca saçını ve makyajını da beğendim ben.   Hatta özellikle saçını.

Veeee geldik en beğendiğim 3 elbiseye.  

3 numarada Emma stone var. 

Alexander McQueen elbisesini çok beğendim ben. Cok sevimli olmus. Bu boy elbiselere karşı zaten ayrı bi sempatim var,bi de kabarık etek ile iyice sevimli olmuş. Ayakkabılarını da cok beğendim. Hatta çok çok beğendim. Ayrıca sadece elbise değil ayakkabı ve çanta da Alexander McQueen imzalı. (hep bu lafı kullanmak  istemişimdir,çok mutluyum şu an.)

2. sırada ise sırf kıskançlığım yüzünden 1. sırayı vermediğim Stacy Keibler var.

Neden kıskandığımı söylememe gerek yok heralde. 

Şaka bi yana Marchesa elbisesine hasta oldum. Çok yakışmış. Saçı,makyajı,duruşu herşeyiyle çok zarif ve şık olmuş. George abimizin yanına da bu yakışır zaten. :)

VE geldik 1 numaraya. İşte karşınızda Emily Blunt. (alkış ve çığlık sesleri)

Elbisesi Oscar de la Renta,çantası Swarovski ve ayakkabısı Jimmy Choo. Öncelikle elbisesinin rengine ve modeline hasta oldum. Cidden çok şık. Makyajının ve saçının sade olması da gayet hoş. Her şeyiyle çok şukela olmuş.